gece iner başıma, yıldızlar serpilir
sigara dumanından sırlar dökülür içime
en derin yaralar, ağlamakta saklı diyor şair
ağladıkça iyileşirim sanardım oysa ben
belki de bu yüzden hep yaralı dizlerim
sanki kaç kez güldüyse yüzüm artık
zaten bilmiyorum, saymak nasip olmadı
sayma, bereketi kaçar derlerdi
saymadım, ama asıl
sayacak kadar bile gülmediğimden sanırım
neyse ne işte, saymadım
sustum ve kıvrıldım köşeme
geceleri yapmayı tek bildiğim iş ağlamaktı
ben de yaralarımı ağlayarak sakladım
her geceyi yıldızlara selam verip
uyanmamak üzre dualarımla kapadım
gözümü yumduğumda “oh be öldüm!” dedim
ve ama olmadı hiç
her sabah bi şekilde
tanrı beni buraya geri yolladı
çok uzun kalmaya niyetim yok, sözüm olsun
alacağımı aldım inanın, sayacağımı da saydım
lakin tanrı beni uyandırdıkça tekrar ve tekrar
“her sabah parlak işler tasarlar
ve gün boyu budalalık eder” dururum